islami sohbetçi HiraFM.net
Selamün Aleykum ve Rahmetullah
Ders Veren Dinî Hikayeler |Ya Allah için Allah Deseydim
Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir gün yolda giderken, hiç bir iş yapmadan tembel tembel oturan bir adam gördü. Adana selam bile vermeden yanından geçip gitti.
Dönüştü de Peygamberimiz, yine aynı yoldan geçiyordu. Adam hala aynı yerde oturmaktaydı.
Peygamberiniz bu defa adama selam verdi.
Adam Şaşırdı. Hemen Kalktı ve Peygamberinize:
-Ya Rasulallah! Sız güderken de ben burada oturuyordum, bana selam vermemişsin Fakat şimdi selam verdiniz. Bunun sebebi nedir? diye sordu.
Bunun üzerine sevgili Peygamberiniz Şöyle buyurdu:
– Ben giderken, sen bomboş oturuyordun. Hiçbir iş yapmıyordun. Dönüşünde ise, eline bir çöp almış yere birtakım çizgiler çiziyordun. Belli ki düşünüyordun. Düşünmek de Çalışmaktır. Onun için sana selam verdim
Öyleyse Sevgili Gençler hiçbir zaman boş durmayalım. Küçük te olsa bir takım işlerle. meşguĺ olalım. Hiçbir iş yapmıyorsak, neler yapabileceğiniz ve insanlara nasıl faydalı olabileceğinizi düşünelim. İmkansız ve fırsat bulduğumuzda iyi ve faydalı bulduğumuzda iyi ve faydalı düşüncelerimizi gerçekleştirmeye çalışalım.
www.HiraFM.net
SELAM ve DUA ile
Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak:
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük-küçük kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için,
Her Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabb’im isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah eyvah! Sakarya’m, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Bin bir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamalık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal.
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan;
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an:
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerde kardeşlerin cömert Nil, yeşil Tuna:
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu’nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok sürüdün, ayağa kalk, Sakarya!
Necip Fazıl Kısakürek
~~Selam Ve Dua İle~~
Necip Fazıl Kısakürek
İslamisohbetci.com
islamisohbetçi:radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
Ya Resullah
Firyakin acısına can dayanmaz,
Bir gece geliver, YaResullah
Tabibler yarama çare bulamaz
Derdimin dermanı , Ya Resullah
Kalplerin bağı, gönlümün huzuru,
Kaşın hilal, gözlerin çeşm-i gül kokusu,
Sen ayın ondördü, Ya Resulullah.
Taş, toprak dekor canlı bir ahenksin,
Ulvi bir nasip, yegane rehbersin,
Hürmetle beklenen gül misafirsin,
Sen bahar müjdesi, Ya Rasulallah
Ilgıt ılgıt esersin gönüllerde,
Davetin nurdur feyyaz şebnemlerde,
Sevgin büyüdü, devleşti kalplerde
sevgini cok görme, Ya Resulallah
Yoktur mislin, vücud-i mübareksin,
Gidilecek yok , en parlak cizgimsin
Ummanlar gibi en derin fikrimsin,
Salat, selam sana , Ya Resulallah
~~Selam Ve Dua İle~~
HiraFM.net
Necip Fazıl Kısakürek
radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
Selamun aleykum arkadaşlar, bu haftaki konumuz “Yetim Hakkı”. islamisohbetçi kanalımızdaki tefsir derslerimizde Nisa Suresinde yetim hakkı ile alakalı ardı ardına geçen ayetleri okudukça ne kadar önemli olduğunun idrakına vardım. Kuranı Kerimde 20den fazla ayette yetim hakkından bahsedilmektedir. En az namaz kadar yetim hakkının da müjde ya da uyarıcı olarak önemi vurgulanmıştır. Aynı şekilde Efendimiz s.a.v ‘de bu konuda bir çok müjde ve uyarılarda bulunmuştur. Yetim hakkı ile ilgili ayet ve hadisi şerifleri aşağıda paylaşacağım.
Yetimler toplumun emanetidirler. Yetimlere karşı alakasız kalmak, onları sevgisizliğin, güçsüzlüğün ve yalnızlığın kaderine terk etmek, topyekun herkesi sorumlu kılar. İslam’ın yetimlere karşı topluma tevdi ettiği bu görev pasif değil haddi zatında devletten ferde kadar uzanan, aksatılmadan her daim yürütülmesi gereken bir görevdir.
Nitekim bu hususta Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Müslüman toplum içinde en hayırlı aile yuvası, içinde bir yetimin barındırıldığı ve ona iyi davranıldığı yuvadır. Müslüman toplum içinde en kötü aile yuvası, bir yetimin barındırıldığı esnada ona kötü davranıldığı yuvadır.” (İbn Mace)
Dinimiz yetimlerin küçüklüğünden yararlanarak malını yemeyi, onların hakkını ihlal etmeyi yasaklamıştır.
Yetim hakkı yiyenler hakkında Yüce Rabbimiz,
“Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.” (Nisa, 10) buyurarak bizleri uyarmaktadır.
Yetimler hem şahısları hem de malları açısından velayet/koruma altına alınmıştır. Bu yüzden, Kur’an-ı Kerim’de yirmiden fazla ayette yetimlerden söz edilmiş ve onlara özel ilgi ve koruma gösterilmesi istenmiştir. Maun suresinde dini yalan sayanın yetimi itip kaktığını, yoksulu doyurmaya teşvik etmediğini, bu kişilerin gösteriş için namaz bile kılabileceklerini ancak en küçük bir yardımı bile men ettikleri belirtilmiştir.
Müslümanlar olarak, yetimler yokmuş gibi yaşayamayız. Onlar da en az diğer çocuklar kadar şefkat ve ilgiye muhtaçtırlar. Hamisiz ve desteksiz bir yetim, tüm babaları ilgilendirdiği gibi bir öksüz de tüm annelerin mesuliyetindedir. Bizler onlar yokmuş gibi davranamaz ve yaşayamayız. Evet, biz her ne kadar haberdar olamasak da yaşadığımız toplumda, mahallemizde ve hatta oturduğumuz apartmanda bile korktuğunda sığınacak bir sineye hasret kalan, sevinçleri kederli, üzüntüleri katmerli, baba şefkatinden mahrum, anne sevgisinden bihaber nice yetimler var. Onlara gösterebileceğimiz en ufak şefkatimiz için,
Rasulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Bir yetimin başını okşayan kimseye, elinin değdiği saçlar sayısınca sevap yazılır.”
Siz hiç yetim başı okşadınız mı? Uhud’ta şehit düşen bir sahabenin küçük oğlu, aynı gün akşamüstü Rasulullah Efendimiz’e -“Babam nerede?” diye sorunca
Rasulullah (s.a.v) -“Baban şehit düştü” dedi. Şehit çocuğu ağlamaya başlayınca Efendimiz (s.a.v) dayanamadı, onun başını okşayarak kucağına aldı ve -“İstemez misin, ben baban, Ayşe de annen olsun?” dedi ve yetimin başını tekrar okşadı.
Bu küçük sahabi yıllar sonra şöyle demiştir: -“Şu anda saçlarım ağardığı halde Rasulullah’ın (s.a.v) elinin başıma değdiği yerler hala siyah kalmıştır. (Buhari)
Efendimiz (S.A.V) yetimlere özel davranmayı severdi Bir adam, Efendimiz’in (s.a.v) huzuruna gelip kalbinin katılığından yakınmıştı.
Buna cevap olarak
Efendimiz (s.a.v); “Kalbinin yumuşamasını istiyorsan, yoksulu doyur ve yetimin başını okşa” buyurmuştur. (Ahmed b. Hanbel)
Efendimiz (s.a.v) yetimlere gayet müşfik davranmış ve her fırsatta onları maddi ve manevi olarak desteklemiştir. Peygamberimiz (s.a.v) Mute muharebesinde Cafer b. Ebu Talip’in (r.a) şehadetini duyunca hemen onun evine gitmiş, göz yaşları içinde çocuklarını bağrına basıp koklamış, ardından yasları sebebiyle Cafer’in (r.a) ailesine yemek hazırlanmasını emretmiştir. Abdullah b. Cafer (r.a), Rasulullah’ın (s.a.v) kendileriyle yakından ilgilendiğini gösteren şu tatlı hatırayı nakletmektedir:
-“İyi hatırlıyorum, ben ve Hz. Abbas’ın iki oğlu Kusem ile Ubeydullah sokakta oynuyorduk. Allah Rasulü (s.a.v) bir binekle yanımıza geldi. Beni göstererek, ‘Şunu bana kaldırın!’ dedi ve beni ön tarafına oturttu. Kusem’i de göstererek, ‘Şunu da kaldırın!’ dedi. Onu da terkisine aldı. Sonra üç defa başımı okşadı ve her okşayışında, ‘Allahım! Cafer’in evlatlarına sen sahip çık!’ diye dua buyurdu.” (Ahmed Hanbel) Rasulullah (s.a.v) yetimleri korumasına alanlara cennet müjdesini vermiştir:
“Kim Müslümanların arasında bulunan bir yetimi alarak, yedirip içirmek üzere evine götürürse, affedilmeyecek bir günah (şirk) işlemediği takdirde, Yüce Allah onu mutlaka cennete koyar.” (Tirmizi)
Fahr-i Kainat Efendimiz (s.a.v) şehit aile ve çocuklarına özel alaka göstermiş, onlara elinden gelen maddi ve manevi yardımı esirgememiştir. Duruma göre bazen mağdur olanları doğrudan himayesi altına almış, bazen onların acılarına göz yaşlarıyla ortak olmuş, bazen de şehitlerin ahiretteki yüksek payelerini hatırlatarak geride kalan yakınlarının yanık yüreklerine su serpmiştir.
Rasulullah (s.a.v) genel olarak şehit aileleri için de şöyle dua etmiştir:
“Allahım! Onların kalplerindeki üzüntüyü ve başlarına gelen musibeti gider. Şehitlerin geride bıraktıklarını kendileri hakkında hayırlı eyle!”
Aminn aminn aminn..
Rabbim yetim hakkını idrak edip onlara karşı Efendimiz (s.a.v.) ‘in hassasiyetini bizlere nasip etsin.. .
1 hafta sonra Rabbim nasip ederse 11 ayın sultanı Ramazan Ayında da yetimlere sahip çıkmayı , onları hayır ve hasenatlarda bulunarak sevindirmeyi Rabbim nasip eylesin. Şimdiden Hayırlı Ramazanlar diliyorum..
Selam ve Dua ile
Kanalımızı ziyaret etmek için linke tıklayınız.. islamisohbetçi
Hayırlı sohbetler efendim…
Dini Günler Takvimi
11 Ayın sultanı Ramazan; ibadet, oruç ve sabır ayı olarak bilinmektedir. Müslümanların birlik ve beraberlik duygularını güçlendiren Ramazan ayı için geri sayım başladı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayınlanan Dini günler takvimine göre Ramazan ayı 2 Nisan Cumartesi günü Başlayarak 1. Nisan’ı 2 Nisan’a bağlayan gece ilk sahura kalkılacak, ilk oruç 2 Nisan akşamı açılacak,
2022 Dini Günler Takvimi Ramazan Bayramı Arifesi: 01 Mayıs 2022 Pazar
Ramazan Bayramı 1. Gün : 02 Mayıs 2022 Pazartesi
Ramazan Bayramı 2. Gün : 03 Mayıs 2022 Salı
Ramazan Bayramı 3. Gün : 04 Mayıs 2022 Çarşamba
Kurban Bayramı Arifesi: 08 Temmuz 2022 Cuma
Kurban Bayramı 1. Gün : 09 Temmuz 2022 Cumartesi
Kurban bayramı 2. Gün : 10 Temmuz 2022 Pazar
Kurban Bayramı 3. Gün : 11 Temmuz 2022
Pazartesi Kurban Bayramı 4. Gün : 12 Temmuz 2022 Salı..
~~Selam Ve Dua İle~~
HiraFM.net
radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
Kandil Duası Berat Gecesi
Yarabbi Bu güzel günün yüzü suyu hürmetine,
Her iki Cihanda da Beraatını alan Kullarından eyle bizleri,
Masum, Mazlum, ve Yusuflarımızın Yaptığı ve Yapacağı Bütün Dualarını,
Kabe Muazzamda Yapılan Dualar Zümresinden Eyle.
Sağlık, Sıhhat, Huzur, yuvanıza Bereket Getirsin. Bu gece
Şifa Bekleyen Hastalarımıza Şifa ver Rabbim
”Ey İman Edenler!
Sabrederek ve Namaz Kılarak Allah’tan
Yardım dileyin.
Şüphe yok ki Allah Sabredenlerle
Beraberdir.”
Bakara Suresi 153.Ayet
#BeratKandili’niz Mübarek olsun
Sağlığın Huzurun bereketin hiç eksilmediği Günler Geceler dilerim Amin
Selam Ve Dua İle
radyomuz www. Hirafm.net
islamisohbetçi radyo
radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
NAMAZ ÇEŞİTLERİ FARZ VE SÜNNET
HiraFM.net
Namaz Çeşitleri HiraFM.net İslamisohbetci.com
Namaz Çeşitleri
Nafile (Sünnet) Namazlar
– 5 Vakit namazın sünnetleri
– Teheccud Namazı (Yatsı-Sabah arası)
– Kuşluk (duha) Namazı, (Sabah-Öğle arası)
– Tahiyattül Mescid (Camiye girince)
– Evvabin Namazı (Akşam-Yatsı arası)
– Hacet Namazı (Dilek, istek, ihtiyaç)
– İstihare Namazı, (Bir şeyin hayırlı mı olduğunu)
– Tövbe Namazı (Tövbe için) – Yolculuk Namazı
– İstiska Namazı (Yağmur)
– Husuf (Ay tutulması)
– Kusüf (Güneş tutulması)
– Şükür Namazı
– Teravih Namazı (Ramazan Ayında 20 rekat)
Farz Namazlar
1- 5 Vakit Namaz (Farz-ı Ayn)
(Sabah 2, Öğlen 4, İkindi 4, Akşam 3, Yatsı 4)
2- Cuma Namazı (Farz-ı Ayn)
3- Cenaze Namazı (Farz-ı Kifaye)
Vacib Namazlar
1-Vitir Namazı (Yatsı namazının ardından kılınan 3 rekatlık namaz.)
2- Bayram Namazı
a- Kurban Bayram Namazı
b- Ramazan Bayram Namazı
islamisohbetçi
HiraFM.net
radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
Gözyaşı’nın Faydası Nedir?
HiraFM.net
Allah’ın sana verdiği gözyaşı nimetinin faydasını bir gün hiç düşündün mü?
Gözden akan yaş sadece ağlamaya yönelik bir araç ve sebep midir? Bu soru yüce Allah’ın “Kendi nefislerinizde öyle. Görmüyor musunuz? Gözden çıkan sıvı azaldığı vakit insanın gözünde kuraklık meydana gelir.
O vakit insan, tahammül edilmesi güç acılar hisseder. Allah’ın sana verdiği gözyaşı nimetinin faydasını bir gün hiç düşündün mü?
Ağlama meselesine gelince, yüce Allah onu kitabında müminlerin güzel bir vasfı ve hasleti olarak zikretmiştir.
Allah (c.c.) şöyle buyurur: “Resule indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün.
Deler ki: Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz.” (maide 83).
Bunların şekli ise; su borularının suyu bolca attıkları zamanki durumu andırırlar. Allah için ağlayan gözler ve bu gözlerden çıkan gözyaşları, sıvıların en güzeli olup, korku, üzüntü ve sıkıntı gibi farklı sebeplerle gözden çıkan gözyaşlarından daha iyidir. Ağlamak gerçek bir nimettir.. Bize bütün bu nimetleri veren Allah’a hamd ederiz.
Kur’an Kerim, ağlayarak yere kapanıp secde edenleri över ve bu hareketin huşuyu/saygı duygusunu arttırdığını ifade eder. Bu suretle ince ve hassas kalbi över; kava ve duygusuz kalbi ise taşa benzeterek zemmeder (Bakara, 74; Al-i İmran, 159; Hac, 35; Hadid 16)
Kur’an Kerim, ağlayarak yere kapanıp secde edenleri över ve bu hareketin huşuyu/saygı duygusunu arttırdığını ifade eder. Bu suretle ince ve hassas kalbi över; kava ve duygusuz kalbi ise taşa benzeterek zemmeder (Bakara, 74; Al-i İmran, 159; Hac, 35; Hadid 16)
islamisohbetçi radyomuz winapten dinlemek için tıklayınız
SELAM VE DUA İLE