Hz. Muhammed (S.a.v) Ağlatan Olay

HiraFM.net
İslamisohbetci.com HiraFM.net

Hz. Muhammed (S.a.v) Ağlatan Olay Peygamber efendimizin hastalığı iyice ağırlaşmış ve ayakta dahi duracak takat’i olmayacak şekilde ateşler içindeydi ve can yoldaşı olan Hz. Ebubekir (R.a)’a namazı kıldırmasını söyler. Namaz sonrası cemaatle helalleşmek için herkesin orda olmasını ister.

Ey ashabım bana peygamberlik görevi verildi size Alemlerin rabbi olan Allah’ın dinini ve tavsiyelerini düzgün bir şekilde illetim mi?

Diye sorar, cami cemaati “evet efendim bize tebliğ ettiniz.” Der. Bunun üzerine efendimiz mahşer günü kul hakkıyla Allah’ın huzuruna çıkmak istemiyorum kimin üzerinde hakkım varsa helal ediyorum, sizde bana hakkınızı helal eder misiniz diye sorduğunda herkes

Bizim sizin üzerinizde hakkımız yok ya Allah’ın Resulu” diye cevap verir o sırada arkalardan bir ses Efendim anam babam size feda olsun hatırlar mısınız savaş sonrası medineye dönerken tam size yaklaşmış bir şey soracaktım siz de o sırada elinizde kamçıyla devenizin ilerlemesi için vuracaktınız kamçı benim sırtıma gelmişti bu hak mıdır ya resulullah” diye sorar. Efendimiz evet bu haktır ve karşılığı kıssas’tır buyurur.

Bunun üzerine orda bulunan Bilal-i habeşi evine gönderip kamçıyı almasını söyler Bilal son derece mahzundur gitmek istemez efendimiz “ne o Bilal sende mi artık peygamber sözü dinlemezsin” dediğinde Bilal ağlayarak eve gider ve kamçıyı alıp gelir. Hz. Ömer bir gök gürültüsü gibi “Ey Ukkaşe bilmez misin benim olduğum yerde böyle bir şey yaparsan vallahi başını gövdenden ayırırım.” der.

Ukkaşe Ömer’den korkar efendim Ömer beni korkutuyor der. Efendimiz “Ey Ömer vallahi bu tavrın Allah katında mükafat görecektin lakin bu mesele benimdir karışma” dedi. Orada bulunan Hz. Ebubekir Ukkaşeye seslenir.

Ey Ukkaşe peygambere vurma ama benim sırtıma bin kırbaç vur yeter ki ona dokunma der.” Efendimiz aynı sözleri Ebu bekire’de söyler.

Hz. Ali, Haydar-ı kerar ayağa kalkar ve kükre ” Ey ukkaşe ben Ali’yim savaş meydanlarının Arslanıyım buda Zalfükardır böyle bir şey karşısında seni sağ bırakmam dediğinde ukkaşe efendimize bakar ve efendimiz

Dur ya Ali bu benin borcumdur karışma” Baktılar olmuyor daha yaşları küçük iki cihan çiçeği efendimizin göz nurları Hasan ve Hüseyin gelip “Ukkaşe amca dedemize vurma bize vur o hasta “dediklerinde Ukkaşe ağlar efendim etki altında kalıyorum der.” Efendimiz Hasan la Hüseyini alıp koklar

Siz Allah katında ne kadar azizsiniz” der ve karışmamalarını söyler. Ukkaşe kıssası’ı uygulamak için kamçıyı alır ve “Efendim benim sırtım açıktı sizde açar mısınız der” o sırada Hz. Ömer kılıcını çeker ve gür bir sesle Yeter diye bağırır bu kadarına tahammül edemem der. Efendimiz eliyle sakin olmasını işaret eder.

;Peygamber Efendimiz Bilal’e sırtını açmasını söyler çünkü kendisinde derman yoktur, herkes ağlar yalvarır Ey Ukkaşe yapma Allah aşkına yapma diye Ukkaşe kırbaçı eline alır tam Peygamberin sırtına vuracakken kamçıyı yere atar ve efendimizin sırtındaki mührü öper ona sarılır, koklar ve ağlayarak

Anam babam size feda olsun ya resulullah ben nasıl size kıyarım ben kendi amelimle belki cennete girerim ama sizin le aynı yerde olmayabilirim şüphesiz ki bu mührü öpen dudakları rabbim ateşte yakmaz bir daha sizi göremem diye böyle birşey yaptım.

” dediğinde herkeste bir şaşkınlık ve hıçkırıklar yükselir bunun üzerine efendimiz Ukkaşeyi işaret ederek “Kim cennetteki arkadaşımı görmek istiyorsa Ukkaşeye baksın” der.

Tüm sahabeler Ukkaşeye sarılıp Ey Ukkaşe sen ne kadar akıllı bir adam sın bak nelere ikram eedildin keşke senin gibi olabilseydik” der.

İşte bağlılığın ve biatın en üst seviyesi bende acizane şu duayı ediyorum hep birlikte amin diyelim

Ey rabbim biz efendimizi göremedik ama onu çok seviyoruz biz mahşer günü onun sancağı altında kevser havuzunun orda onunla buluştur. Onun peygamberlik mührünü öpmeyi bize nasip eyle. Ukkaşe ve tüm oradakielrin başta efendimiz’in şefaatine bizleri nail ey

İslamisohbetci.com olarak Hz. Muhammed (s.a.v) Ağlatan Olay adlı Hikayemizin sonuna geldik. Bşka hikayede buluşmak üzere.

SELAM ve DUA ile

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir